Neyi üflediğimiz açıya boyun açısı denir. Ney’i sağ el üste gelecek şekilde üfleyenler için: Baş sağa çevirildikçe; ney açısı açılır ve ilgili perde dikleşir, incelir. Aksi istikâmete çevirildiğinde ise; açı daralır, ses pestleşir,kalınlaşır.
Ney’i sol el üste gelecek şekilde üfleyenler için: Baş sola çevirildikçe; ney açısı açılır ve ilgili perde dikleşir, incelir. Aksi istikâmete çevirildiğinde ise; açı daralır, ses pestleşir,kalınlaşır.
Sabâ makâmında Hicaz ve Şehnaz perdelerinde ney için böyle bir dikleşme söz konusudur. Bu Ney açkısından kaynaklı bir detaydır ve asla bir sorun değildir. Eser içerisinde bu perdelere gelindiğinde kıvrak bir hareketle bu değiştirme yapılır. İllâki boyun açısıyla yapılacak diye kâide yoktur. Kimi neyzenler boyun açısıyla, kimisi dudak hareketi ile, kimisi de perdeleri yarım açarak ya da parmakları farklı pozisyonlarda basarak bu durumu hâlletmiştir.
Ustaların kayıtlarını dinleyerek hangi ölçüde açılması ya da kapanması gerektiğini görebilirsiniz.
Farsça kökenli olan bu kelimenin anlamı “başta olan”, “önde gelen” demektir. Musikide ise peşrev, bir çeşit saz eseri şeklidir.
Peşrev, Klâsik fasılda ve Mevlevî âyininde varsa giriş taksiminden hemen sonra yoksa baş eser olarak icrâ edilir. Yine Mehterde ilk eser olarak icrâ edilir.
Şekli îtibârıyle “4 hâne + 1 teslim”, “6 hâne + 1 teslim”, “3 hâne + 1 teslim” hâllerinde kullanılsa da, en çok “4 hane + 1 teslim” şeklinde bestelenmiştir.
İcrâsı şu şekildedir: “1. Hâne + (varsa Mülâzime) + Teslim + 2. Hâne + (varsa Mülâzime) + Teslim + 3. Hâne + (varsa Mülâzime) + Teslim + 4. Hâne + (varsa Mülâzime) + Teslim => Karar” . Mülâzime, lâzım getiren anlamındadır ve bâzen teslim yerine bâzen de hâneler ile teslim arasında bir köprü kalıbında kullanılır.
1. Hâne: Bestelenilen makâmın ana âhenk ve nağmelerini gösteren kısımdır.
Teslim: Mâkâmın mihenk taşı niteliğindeki özellikleri kullanılır.
2. Hâne: Makâma komşu olan makamlara ya da makâmın uzak özelliklerine temâs edilir.
3. Hâne: Meyan açılır. Makamın tiz bölgeleri ya da pest bölgeleri, ya da genişleme kısımlarının icrâ edilebileceği gibi, çoğu zaman da uzak makamlara san’atlı geçkiler yapılır.
4. Hâne: Makâmın ana hâlindeki şekle dönülür.
Peşrevler musikimizin haritalarıdır. Hem estetik anlamda bir değerdir, hem de makam kullanılışına yön verirler.
Neyi fotoğraftaki gibi dudağınıza yaklaştırın. Siz dudağınızın hangi tarafı rahat geliyorsa o tarafına yaklaştırın. Daha sonra biraz açı bırakarak (ki 20 derecelik falan gibi bir açı ile) ıslık üfler gibi üflemeye çalışın. Neyden ses çıkacaktır. Eğer ses çıkmıyorsa açınızı biraz değiştirerek tekrar deneyin. Doğru açıyı yakaladığınızda ıslık sesi değil, neyin kendi sesi çıkacaktır.
Ayrıca eğer neyi sağ tarafınıza yaklaştırıyorsanız solak neyzen, sol tarafa yaklaştırıyorsanız da tam tersi olacaktır.
Ney alırken dikkat edilmesi gereken çok önemli kriterler vardır. Bunların başında neyin ismi ile aynı özellikleri göstermesi gelir. İlk defa ney alacak olan kimse neyin türüne karar verdikten sonra, alacağı neyin nota düzeninin neyin türüne uygun olup olmadığını da kontrol etmelidir.
Bir örnek verecek olursak, mesela kız ney almaya karar verdik, Tüm delikleri kapatarak 2. devre nefes ile neyimizi üflediğimizde çıkması gereken nota la notası olmalıdır. Bu şekilde kız neyin ahengine uygun olarak diğer notalarda kontrol edilir. Bunu elektronik aletlerle kontrol edebildiğimiz gibi, tam olduğunu bildiğimiz ve güvendiğimiz bir başka ney ile de bu kontrolü yapabilir ve karşılaştıra biliriz. Ama şunu da söylemeliyim ki her neyin sesi bir birine benzemez, neyden neye küçük ton farklılıkları olabilir. Bu kargının cinsi ve kalınlığı ile de değişebilir. Bunu insanların seslerinin birbirinden farklı tonlarda olması gibi bir benzetme ile de açıklayabiliriz.
Bir diğer husus, neyin dem ve tiz sesleri 1. ve 4.5. devre seslerinin rahat çıkıp çıkmadığı. Bunun kontrolü de iyi bir üfleyenden dinleyerek yapılabilinir. Çünkü yeni başlandığında dem seslerin çıkarılması bir hayli zaman alacaktır.
Çok önemli diyebileceğimiz diğer bir husus ise neyi alan kişinin neyine ısınabilmesi. Yani aslında ilk defa ney üflemeye başlıyacak kişi aldığı neye içi ısınarak almalı ve üflemeli ki, kalbini o neye açabilsin.
Bu son söylediğimiz ilk başta biraz garip gelebilir ve, alt tarafı bir müzik aleti diyebilirsiniz; ama müzik aletleri ve müzik, özellikle de ney insan ruhu ile direk iç içedir. Ve yapılan eserlerde kalbin dinlenmesi, neyden çıkacak olan o lahuti seste de üfleyenle ney arasında bir bütünlük ve uyum aranması kaçınılmazdır.
Son olarak şunu da söylemeliyim ki, ney alırken verdiğiniz fiyatın almış olduğunuz neyin değeri olup olmadığına iyi karar vermeniz. Çok değerli ustalarımızın ustalıklarına saygımız olduğu gibi ney üflemenin de burjuvalık gerektirmediğini düşünenlerdenim.
Ney üfleyen ve neye gönül veren herkese başarılar diliyorum…
Seyfullah Sarı (09 Haziran 2007)